Dizi Adı | When They See Us |
---|---|
Yıl | 2019 |
Yönetmen | Ava DuVernay |
Senarist | Ava DuVernay, Michael Starrbury |
Oyuncular | Ashton Sanders, Jharrel Jerome, Ethan Herisse, Marsha Stephanie Blake, Felicity Huffman, Vera Farmiga |
Tür | Drama, Gerilim |
Yayıncı | Netflix |
Bölüm Sayısı | 4 |
Yayın Tarihi | 31 Mayıs 2019 |
When They See Us Dizinin Özeti
“When They See Us,” Ava DuVernay tarafından yaratılan ve Netflix’te yayınlanan bir mini dizi, 1989 yılında New York’ta gerçekleşen gerçek bir olayın dramatizasyonudur. Dizi, Central Park’ta bir kadın koşucunun saldırıya uğraması olayı etrafında şekillenir ve bu olayın ardından beş genç Afro-Amerikalı erkeğin haksız yere tutuklanıp mahkûm edilme sürecini anlatır. Dizi, adalet sisteminin, ırkçılığın ve toplumsal önyargıların kurbanı olan bu gençlerin yaşamlarını ve yaşadıkları travmaları gözler önüne serer.
Dizi, dört bölümden oluşur ve her bölüm, olayların farklı bir aşamasını ve karakterlerin bakış açılarını ele alır. Ana karakterler, 1989 yılında henüz ergenlik çağında olan Kevin Richardson, Raymond Santana, Antron McCray, Yusef Salaam ve Korey Wise’dır. Bu gençler, “Central Park Five” olarak adlandırılan grup olarak bilinirler.
İlk Bölüm: Olay ve Tutuklama
Dizinin ilk bölümü, Central Park’ta koşuya çıkan bir kadının (Trisha Meili) saldırıya uğramasıyla başlar. Olay, New York’ta büyük bir infial yaratır ve medya tarafından geniş bir şekilde ele alınır. Bu saldırının ardından, polis, parktaki gençlerin şüpheli olduğunu düşünerek onları sorgulamak üzere tutuklar. Gençler, saatlerce sorgulanır, işkenceye varan psikolojik baskılara maruz kalır ve sonunda zorla itiraflar vermeye zorlanırlar.
Dizinin bu kısmı, gençlerin yaşadığı korku ve çaresizlik duygularını çok etkili bir şekilde aktarır. Her birinin ailesinin olayla nasıl başa çıktığı, toplumun nasıl tepkiler verdiği ve medyanın olayları nasıl çarpıttığı gösterilir. Gençlerin yaşadığı travma ve haksız yere suçlanmış olmaları, izleyicilere adalet sisteminin nasıl işlemediğini gösterir.
İkinci Bölüm: Mahkeme Süreci
İkinci bölüm, mahkeme sürecine odaklanır. Gençler, suçlamalarla karşı karşıya kalırken, medyanın ilgisi de artar. Dizi, adalet sisteminin çarpıklığını ve ırkçılığın nasıl bir rol oynadığını derinlemesine inceler. Savcı Linda Fairstein, davanın başındaki isimdir ve toplumun önyargılarına dayanarak gençleri suçlamaya kararlıdır.
Dava sürecinde, gençlerin yaşı dikkate alınmadan, adaletin nasıl sağlanmadığı ve toplumun önyargılarına nasıl hizmet edildiği gözler önüne serilir. Bu bölümde, her bir karakterin mahkeme sürecinde yaşadığı zorluklar, ailelerinin yaşadığı acılar ve medyanın bu sürece olan etkisi derinlemesine işlenir. Ailelerin sıkıntıları, gençlerin hayatlarının nasıl altüst olduğu ve toplumun onlara bakış açısı izleyiciye hissettirilir.
Üçüncü Bölüm: Hapis Hayatı
Üçüncü bölüm, gençlerin hapse girmesi ve oradaki yaşamlarına odaklanır. Hapis hayatı, her biri için zorlu bir deneyimdir. Gençler, haksız yere mahkûm edilmenin getirdiği psikolojik travmalarla başa çıkmaya çalışırken, aynı zamanda diğer mahkûmlarla olan ilişkileri de önemli bir yer tutar. Dizi, hapis hayatının acımasız gerçeklerini, birlikte yaşadıkları zorlukları ve hayatta kalma mücadelesini etkileyici bir şekilde yansıtır.
Korey Wise, diğer gençlerin aksine, yaşının büyüklüğünden dolayı ayrı bir hapishaneye gönderilir. Burada yaşadığı zorluklar, dizinin en çarpıcı noktalarından biridir. Wise’ın yaşadığı yalnızlık ve çaresizlik, izleyicinin kalbine dokunan sahnelerle aktarılır. Diğer gençlerin hapis hayatında yaşadığı deneyimler, adalet sisteminin nasıl bir cezaevine dönüştüğünü ve gençlerin hayatlarını nasıl mahvettiğini gösterir.
Dördüncü Bölüm: Serbest Kalma ve Yeniden İnşa
Son bölüm, gençlerin serbest kalma sürecine ve hayatlarını yeniden inşa etme çabalarına odaklanır. Yıllar sonra, DNA kanıtları sayesinde gerçek suçlu bulunur ve bu gençlerin masumiyetleri kanıtlanır. Ancak, bu süreç her biri için kolay olmaz. Uzun yıllar süren haksız yere ceza almalarının yarattığı travmalar, ruhsal ve fiziksel sağlıkları üzerinde kalıcı etkiler bırakmıştır.
Dizi, serbest kaldıktan sonraki yaşamlarına da odaklanarak, her bir karakterin hayatında nelerin değiştiğini, topluma yeniden nasıl entegre olmaya çalıştıklarını gösterir. Bu bölümde, adalet sisteminin gençlerin hayatlarını nasıl altüst ettiği ve bunun sonuçlarının ne kadar derin olabileceği üzerinde durulur. Her birinin geçmişiyle yüzleşmesi, travmalarını aşmaya çalışması ve topluma yeniden katılma çabaları, diziye duygusal bir derinlik katar.
Sonuç: Toplumsal Eleştiri ve Mesajlar
“When They See Us,” sadece bir suç dramı değil, aynı zamanda derin bir toplumsal eleştiri niteliği taşır. Dizi, ırkçılığın, adalet sisteminin çarpıklığının ve toplumsal önyargıların sonuçlarını çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer. Ava DuVernay, bu hikâyeyi anlatırken izleyiciyi sorgulamaya, düşünmeye ve empati kurmaya davet eder.
Dizi, gençlerin yaşadığı travmaların yanı sıra, ailelerinin ve toplumun üzerindeki etkileri de inceler. Adaletin sağlanmadığı, haksız yere suçlanan insanların dramı, sadece bu beş genç üzerinden değil, tüm toplumun bir yansıması olarak ele alınır. Dizi, izleyicilere adaletin ne kadar kırılgan bir kavram olduğunu ve bu kavramın nasıl istismar edilebileceğini hatırlatır.
Sonuç olarak, “When They See Us,” hem duygusal hem de düşünsel olarak derin bir deneyim sunar. İzleyicileri, adalet, ırkçılık ve insan hakları gibi önemli konularda düşünmeye teşvik ederken, aynı zamanda gerçek bir hikâyeyi dramatize ederek güçlü bir anlatım sunar. Dizi, izleyicilerin hafızasında uzun süre yer edecek bir etki bırakır ve adalet arayışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatır.
Diziden Sahneler
Bir yanıt yazın