Küçük Prens Kitap İncelemesi

Kitap AdıKüçük Prens
YazarAntoine de Saint-Exupéry
YayıneviReynal & Hitchcock
Yayın Yılı1943
TürMasal, Felsefi Roman
DilFransızca

Küçük Prens Kitabının Özeti

Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupéry tarafından yazılmış, hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden derin ve düşündürücü bir masaldır. Hikaye, bir pilotun çölde uçağının arızalanması sonucunda yaşadığı olaylar etrafında döner. Pilot, uçak kazası sonrası yalnız bir çölün ortasında kalır ve burada Küçük Prens ile karşılaşır. Küçük Prens, başka bir gezegenden gelmiş bir çocuk olarak, pilotla yaptığı sohbetler aracılığıyla hayata, sevgiye, dostluğa ve insan ilişkilerine dair önemli dersler verir.

Hikaye, pilotun yaşamı ve uçuş kariyeri hakkında kısa bir bilgi vererek başlar. Pilot, genç yaşta uçmaya olan tutkusunu keşfeder ve zamanla başarılı bir pilot olmasına rağmen, bu mesleğin getirdiği yalnızlık ve zorlayıcı koşullarla yüzleşmek zorunda kalır. Bir gün, Afrika’nın çölünde uçağı arızalanır ve bu sırada karşılaştığı Küçük Prens, onun hayatının dönüm noktalarından biri olur.

Küçük Prens, pilotla tanıştığında, onunla dostluk kurar. Prens, pilotun uçağına ve yaşadığı dünyaya hayran kalır, ancak kendi gezegeninde yaşadığı sorunları ve yalnızlığını da anlatır. Küçük Prens’in gezegeni, çok küçük bir gezegen olup, üzerinde sadece üç volkan ve birkaç gül vardır. Prens, bu güllerle birlikte yaşarken onlarla olan ilişkisini sorgular.

Güllerinin kendisine ait olduğunu düşünür, ancak bir gün başka bir gezegende gördüğü güller ona, aslında özel ve benzersiz olanın ne olduğunu anlamasında yardımcı olur. Hikaye ilerledikçe, Küçük Prens, pilotla birlikte çeşitli gezegenlere yaptığı yolculukları anlatır. Bu gezegenlerde karşılaştığı karakterler, insanların yaşamındaki çeşitli tutum ve davranışları temsil eder.

Örneğin, bir gezegende tanıştığı kral, her şeyi kontrol etmek isteyen bir otorite figürünü temsil ederken, başka bir gezegende tanıştığı sarhoş, kaçış ve bağımlılığın sembolüdür. Prens, bu karakterler aracılığıyla insanların bazen nasıl absürt davranışlar sergilediklerini ve hayatın gerçek anlamını ararken kaybettikleri değerleri anlar.

Küçük Prens’in en çok etkilendiği karakterlerden biri de iş adamıdır. İş adamı, sürekli olarak sayılarla uğraşmakta ve sahip olduğu şeylerin miktarını artırmaya çalışmaktadır. Ancak, bu tutum onun hayatının anlamını kaybetmesine yol açar. Prens, iş adamının hayatının sadece maddi şeylere dayandığını görür ve bu durum onu derinden etkiler.

Prens, gerçek değerlerin maddiyatla değil, sevgiyle ve bağ kurmakla ilgili olduğunu anlar. Prens’in yolculukları sırasında karşılaştığı diğer bir figür ise bir fenerci. Fenerci, her gün aynı saatte fenerleri yakıp söndürmekle meşguldür. Bu karakter, bağlılık ve sorumluluk anlamında bir simge olarak öne çıkar.

Ancak, fenercinin hayatı da monoton bir hal almıştır. Prens, bu durumdan etkilenerek, sorumlulukların da insanı nasıl köreltebileceğini düşünmeye başlar. Küçük Prens’in en büyük derslerinden biri ise, bir tilkiyle olan karşılaşmasında ortaya çıkar.

Tilki, Prens’e dostluğun ve bağ kurmanın önemini anlatır. “Eğer birini evcilleştirsen, ona karşı sorumlulukların olur” der. Bu söz, Prens’in sevdiklerine karşı duyduğu sorumluluğu ve sevgi bağının derinliğini anlamasında kritik bir rol oynar. Tilki’nin sözleri, Prens’in gülüne olan sevgisini yeniden değerlendirmesine ve onu daha iyi anlamasına yardımcı olur.

Küçük Prens’in en önemli öğretilerinden biri de “gözle göremediğimiz, sadece kalp ile hissedebileceğimiz şeylerin” gerçek değerleri olduğudur. Bu, insanların yüzeysel değerlere odaklanmak yerine, içsel duygular ve ilişkiler üzerine düşünmeleri gerektiğini vurgular. Prens, pilotla olan dostluğunda da bu derinliği keşfeder ve asıl önemli olanın görünmeyen bağlar olduğunu anlar.

Hikayenin sonunda, Küçük Prens, pilotu terk eder ve kendi gezegenine geri dönme kararı alır. Bu, onun sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğinin bir sembolüdür. Prens, pilotla yaptığı dostluğu ve öğrendiklerini asla unutmayacağını söylese de, kendi gezegenine dönmesi gerektiğini hisseder.

Pilot, Prens’in ayrılışından sonra yalnız ve hüzünlü bir şekilde onunla yaşadıklarını düşünür. Küçük Prens’in kaybolmuş bir çocukluk ve hayal gücünün temsilcisi olarak bıraktığı izlenimler, pilotun hayatında derin bir etki bırakır.

Küçük Prens’in hikayesi, okuyuculara yaşamın anlamını, sevgi ve dostluğun önemini, çocuk bakış açısının derinliğini ve insanların bazen kaybettikleri değerleri tekrar hatırlamaları gerektiğini anlatır. Saint-Exupéry, bu eserinde sade bir dil kullanarak karmaşık insan psikolojisini, ilişkileri ve yaşam felsefesini ustaca işler.

Sonuç olarak, Küçük Prens, sadece bir çocuk masalı olmanın ötesinde, insanları düşündüren ve derin bir içsel yolculuğa çıkaran evrensel bir hikaye olarak kalır. Sonuç olarak, Küçük Prens, insan ruhunun derinliklerine inen, sevgi ve dostluk gibi temaları ele alan, herkesin hayatında bir yer bulabileceği bir anlatı sunar.

Her ne kadar çocuklara yönelik bir masal gibi görünse de, içindeki derin anlamlar ve yaşam dersleri, yetişkinlerin de ilgisini çeker ve onları düşündürür. Saint-Exupéry, bu eseriyle okuyucularına hayatın anlamının dış görünüşte değil, içsel duygularda ve ilişkilerde olduğunu hatırlatır.

Kitapla İlgili Resimler

https://www.ergununutmaz.com/wp-content/uploads/2021/09/ku%CC%88c%CC%A7u%CC%88k-prens.jpg

https://i.ytimg.com/vi/spjGbUvkcvc/maxresdefault.jpg

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir